UYGUN - SPOTLU SORU BANKASI - TÜRKÇE 8. SINIF
9. BÖLÜM 187 UYGUN TÜRKÇE 8 SPOTLU SORU BANKASI EDEBÎ TÜRLER BÖLÜM DENEME SINAVI 8 Düşünce yazıları; yazarın toplumu ilgilendiren herhangi bir konudaki düşüncelerini zaman zaman kanıtlar sunarak zaman za- man kişisel görüş ifade edecek şekilde kaleme aldığı yazılardır. Olay yazılarında ise kişi, yer, zaman unsurlarına bağlı gelişen olayların anlatımı söz konudur. Buna göre aşağıdakilerden hangisi düşünce yazısı değildir? A) Yeni bir araştırma, lego parçalarının denizlerde tamamen parçalanmasının 100 ile 1300 yıl sürebileceğini öne sürüyor. Legoların üretimine başlandığı günden bu yana yaklaşık 440 milyar lego üretildiği tahmin ediliyor. 1997’de 5 milyon lego parçası denize dökülmüştü. 2 milyon lego parçasının da çocuklar tarafından tuvalete atıldığı düşünüldüğünde bu parçala- rın uzun yıllar denizde kalacağı belirtiliyor. B) Yeni nesil anne ve babalarının asıl sorunu, çocuklarının yerine hissetmeleri ve düşünmeleri. Ödevini yapmayan çocuğu- nun öğretmeni kızdığında ne hissedeceğini düşünüp çocuğu yerine hayıflanıyor. Böylece ne mi oluyor? Çocuğun ödevini yapmadığı için üzülmesine ya da sorumluluğunu yerine getirmemenin verdiği rahatsızlık hissini duymasına gerek kalmıyor. Büyüyünce onların yerine aşık mı olacak bu anne babalar? Merak ediyorum. C) Hepimiz biliriz ki aydınlarda anlık bunalım denen durum, onların gelecek düşüncesiyle ilgilidir. Gelecek düşüncesinin günlük hayata yansıması ise politikadır. Dün olduğu gibi bugün de kız kardeşe yazılmış bir mektup, üstü karalanmış bir itiraf, haykırmayan bir politik tutumun göstergesi olabilmektedir. Yazık ki böylesi tutumlar, kimileri için hâlâ günlük hayatın yükünden kaçış olarak görülebilmektedir. Buna bir “marazi ruh” yaftası yapıştırılabilmektedir ya da. D) Gel zaman, git zaman bir seferinde onun her zamanki masasında tek başına oturmakta olduğunu, önündeki sayfalara bir şeyler karaladığını görünce dayanamadım. Kalemini bırakıp soluklandığı bir zamana rast getirip yanına vardım ve “Affe- dersiniz, şuraya birazcık ilişebilir miyim?” deme cesaretini buldum. Usulca doğrulup müthiş bir incelikle boş elini uzatarak “Rica ederim, buyrun oturun, oturun. Nasılsınız?” dedi. Yüzüme merakla bakıp tekrarladı: “Nasılsınız?” Gösterdiği bu nezaket karşısında büsbütün utangaçlaştım. 9 • Yazarın herhangi bir konudaki düşüncelerini savunmak ve konu hakkında bilgi vermek için kaleme aldığı yazı türüne “makale” denir. Yazar, görüşlerini kanıtlamaya çalıştığı için nesnel bir anlatım söz konusudur. • Destan; milletlerin hayatında büyük yankı uyandıran tarihî, toplumsal olayların ve doğa olaylarının çağdan çağa aktarıldığı, aktarılırken de hayal unsuru ögelerle süslendiği yazı türüdür. • Gezi yazıları, gezilip görülen yerlerin ilgi çekici özelliklerinin anlatıldığı yazılardır. Aşağıdaki metinlerden hangisi açıklaması verilen türlerden birine örnek değildir? A) Dönemeçli yollardan geçip Gökova’ya geldiğimizde kendimizi el değmemiş bir yeşilliğin içinde bulduk. Bu yeşilliğe terte- miz sulardan yansıyan mavilik eşlik ediyordu. Bir sandala bindik ve tatlı rüzgârın akışına kendimizi bıraktık. Yaklaşık 10 dakika sonra kendimizi göl kenarına kurulmuş restoranların arasında bulduk. Yöresel lezzetlerin sunulduğu restoranlarda yemekler hem leziz hem ucuz. B) Uygurların vatanında “Hulin” isimli bir dağ vardı. Hulin dağından Tuğla ve Selenge isimli iki ırmak akardı. Bir gece oradaki bir ağacın üzerine gök yüzünden ilâhi bir ışık indi. İki ırmak arasında yaşayan halk, bunu dikkatle izledi. Daha sonra ağacın gövdesinde şişkinlik oluştu, ilâhi ışık dokuz ay on gün şişkinlik üzerinde durdu. Ağacın gövdesi yarıldı ve içinden beş ço- cuk göründü. Bu ülkenin halkı bu çocukları büyüttü. En küçükleri olan Buğu Han büyüyünce hükümdar oldu. Ülke zengin, halk mutlu oldu. C) Gündüzleri toprak üzerindeki hava, deniz ya da göl üzerindeki havadan daha sıcaktır. Çünkü toprak sudan daha çabuk ısı- nır ve daha çabuk soğur. Güneş doğduğunda toprağın üzerindeki hava hemen ısınır ve yükselir. Böylece buradaki basınç düşer. Deniz üzerindeki hava daha soğuk olduğundan yüksek basınçlı soğuk hava karadaki alçak basınç alanına doğru hareket eder. Böylece gündüzleri denizden karaya doğru rüzgâr oluşur. Bu rüzgâra “deniz meltemi” denir. Bu deney, deniz melteminden esinlenerek yapılmıştır. D) Babam öldükten sonra dayımın köyüne yerleştik. Dayımın büyük tarlaları vardı. Orada çoluk çocuk hepimiz bir işe yardım- cı oluyorduk. Ben ve ağabeyim Mustafa, küçük olduğumuz için bize de bakla tarlasına gelen kargaları kovalama görevi verilmişti. Sabahları annem bize yiyecek bazı şeyler hazırlar ve bizi tarlaya yolcu ederdi. Biz orada ağaç dallarından yapıl- mış bir gölgeliğin altında akşama kadar görevimizi sürdürürdük. Bir gün yoğurt yerken ağabeyimle aramızda kavga çıktı. Ağabeyim sinirlenip kafamı yoğurt tasının içine sokmuştu. Sonra da katıla katıla gülmüştük.
RkJQdWJsaXNoZXIy ODAxMzU=